Anadolu ve Dicle Un Sanayicileri Dernekleri tarafından organize edilen "Genişletilmiş Sektör Toplantısı", 18-20 Ekim 2024 tarihlerinde Antalya’da yapıldı.
"Hasat Sonrası Hububat Piyasaları ve Sektörel Yansımalar" temasıyla gerçekleştirilen toplantıda açılış konuşması yapan Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürümüz Ahmet Güldal, hububat piyasalarının en büyük aktörü olan Toprak Mahsulleri Ofisi'nin, piyasaları düzenlemeye yönelik aldığı kararların ve attığı adımların önemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“TMO, 2024 YILINDA DA GIDA ARZ GÜVENLİĞİNİN SİGORTASI OLDUĞUNU GÖSTERMİŞTİR”
Güldal, hasat dönemlerinin TMO açısından üreticilerle hemhal olunduğu, sektör paydaşlarıyla buluşulduğu, onların ihtiyaçlarına cevap verildiği, ürünlerin alındığı, bedellerinin ödendiği, problemlere ve depolama ihtiyaçlarına katkı sunulduğu bir dönem olduğunu belirterek “TMO 2024 yılı hasat döneminde 86 yıllık tecrübesiyle bu görevlerini hakkıyla yerine getirerek bitkisel üretimde gıda arz güvenliğinin sigortası olduğunu bir kere daha göstermiştir.” dedi.
2020’li yıllarda dünyadaki meydana gelen gelişmelerin üretim, ticaret ve lojistik bakımından özellikle hububat sektöründe dalgalı bir seyir yaşanmasına sebep olduğunu kaydeden Güldal şunları söyledi:
“Neler yaşadık? Önce döviz krizi yaşandı ülkemizde. Daha sonra 2 yıl süren bir pandemi yaşandı. Tüm bunlar dünya çapında lojistik aksamalara, fiyatların bozulmasına, gıdada arz güvenliğinin olumsuz etkilenmesine yol açtı. Daha sonra hububat üreticisi iki ülkenin savaşmasının getirdiği krizi yaşadık. Bu krize karşı Sayın Cumhurbaşkanımızın yakinen takip ettiği bir konu olan ve dünyanın geri kalanının gıda güvenliğine katkı sağlamak için başlatılan tahıl koridoru uygulaması başarıyla yerine getirildi. 2021’de de ağır bir kuraklık travması yaşadı ülkemiz. Başta hububat olmak üzere bitkisel üretimimiz çok düştü. Daha sonraki 2022 ve 2023 sezonlarında ise bereketi yaşadık. Ciddi tarımsal üretim gerçekleşti ve hububatta yüksek rekolteleri yaşadık. 2024’te bir miktar azalsa da Türkiye ortalamalarında bir üretim söz konusu oldu. Bu süreçleri hep beraber yaşadık, birlikte yürüttük, birlikte yönettik. Devlet, pandemi ve kuraklık dönemlerinde TMO’ya görev verdi. Bu regülasyon görevimiz kapsamında gerekli ithalatları gerçekleştirdik. Bu dönemde ülkemizde hem tüketicilerimizin hem de sanayicilerimizin üretimden geri kalmamaları, tüketimde ve arz güvenliğinde bir problem yaşamamaları için büyük fedakârlıklar yapıldı. TMO olarak 2 yıl süreyle süreci takip edip sanayicilerden ekmek üreticilerine kadar, neredeyse yarı yarıya sübvanse ederek regülasyon görevimizi ifa ettik.”
“STOKLARIN ÜLKE EKONOMİSİNE KAZANDIRILMASINDA SEKTÖRDEN DE TAŞIN ALTINA ELLERİNİ KOYMALARINI BEKLİYORUZ”
Yüksek rekoltenin yaşandığı 2023 döneminde 13,1 milyon tonluk rekor alım gerçekleştirildiğini, bu ürünleri TMO depoları, lisanslı depolar, kiralık depolar ve açık yığın sahalarında depoladıklarını, bu seneki alımlarla beraber oluşan yüksek miktardaki stoğun eritilmesi amacıyla birtakım çalışmalar yürüttüklerini, bu kapsamda satışlara başlandığını ve DİR kapsamındaki uygulamalarda düzenlemelere gidildiğini belirten Güldal, “Mevcut yükün omuzlanması noktasında üreticiler ve devlet gerekli fedakârlığı yapmaktadır. Devletimiz adına TMO, bu stok yükünü hem fiziki hem de finansal olarak yaklaşık iki senedir tolere etmekte ve muhafaza etmektedir. Her ay toplantılar yaptığımız taşra teşkilatlarımıza, stoklarımızdaki ürünlerin bize emanet edilmiş milli bir servet olduğunu söylüyoruz. Bu ürünler milletimizin malıdır ve bize emanettir. Neticede 2023 yılı mahsulünü bir yıl süreyle aşağı yukarı her hafta 15 günde bir kontrol ederek, yaz döneminde haşereye karşı, kış döneminde iklimsel problemlere veya risklere karşı kontrol ederek, muhafaza altına alarak, gözümüz gibi bakarak bu günlere getirdik. Bugüne kadar da bu konuda hiçbir problem yaşamadık çok şükür. Devlet olarak bu fedakârlığı yaparken kimseyi mağdur etmedik. Milli stokların ülke ekonomisine kazandırılmasında sektörle el birliği içerisinde hareket edilmesini çok önemli görüyoruz. Bu konuda sektörden de taşın altına ellerini koymalarını bekliyoruz.” dedi.
“İTHALAT SINIRLAMASIYLA İLGİLİ ALINAN KARARLARDA BİRDEN ÇOK KRİTER GÖZETİLDİ”
Güldal, şu an geldiğimiz noktada mevcut stokların ekonomiye kazandırılması amacıyla ilgili bakanlıklar ve ekonomi yönetiminin mutabakatıyla yurtiçi tüketimde istikrarın, dengenin sağlanması, piyasa ekseninin düzgün olması ve dış ticarete de katkı getirmesi amacıyla ithalat sınırlamasının süresinde ve şeklinde birtakım değişikliklere gidildiğini vurgulayarak “Bu karar alınırken stoklarımızın miktarı, muhafazası, kalitesi, dünya fiyatları, ihracattaki gerilemeye karşı nasıl önlem alınacağı ve sektörün ihtiyaçları göz önüne alındı.” diye konuştu.
“AÇIK YIĞINLARDAKİ ÜRÜNLERİMİZİ SATIN ALAN FİRMALARDAN OLUMSUZ BİR GERİ DÖNÜŞ OLMADI”
Açık yığın sahalarındaki ürünlerin muhafazası ve sıhhati konusunda ortaya konan spekülasyonların, aldığı tüm ürüne milli servet diyen, gözü gibi titreyen, hafta sonu bayram tatili demeden üretici mağduriyeti yaşanmasın diye alım yapan, bunların muhafazasında çok hassas hareket eden TMO’ya karşı büyük bir haksızlık ve vebal olduğunu dile getiren Güldal, “Muhafaza konusundaki hassasiyetimizden dolayı açık yığınlardaki ürünlerin tasfiye işlemlerini görüntülü olarak kayıt altına alıyoruz. Ayrıca bu ürünleri TMO’dan satın alan firmalardan bu konuda olumsuz anlamda bir geri dönüş almadığımızı da önemle belirtmek isterim.” şeklinde konuştu.
“GÖRÜŞ VE ELEŞTİRİ OLARAK KATKI SUNMAK İSTEYEN HERKESE KAPIMIZ VE TELEFONLARIMIZ AÇIK”
Güldal, sektörden katkılarını, olumlu görüşlerini, eleştirilerini sunmak, yol ve yöntem önermek isteyen herkese TMO’nun kapısının ve telefonlarının her an açık olduğunun altını çizerek “Dış ticaret tedbirleri kapsamında alınan kararlar; bilinen, mutabakat sağlanan ve uygulama talimatı verilen uygulamalardır. Sekteye uğramayacaktır. Süreçler takip edilecek ve ona göre de değerlendirmeler yapılacaktır. Ama siz de biliyorsunuz; biz hep şunu söylüyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisi bu noktadaki muhafaza ve regülasyon görevini sonuna kadar başarılı bir şekilde yapacak. Türkiye’deki stoklar normale düşene kadar da bu süreci ısrarla ve de sağlıklı bir şekilde yönetmeye, yürütmeye çalışacaktır.” diye konuştu.
Konuşmasının sonunda toplantıda emeği geçenlere teşekkür ededen Güldal, organizasyonun ülkemize hayırlı olması ve bereketli geçmesi temennisinde bulundu.
Açılı konuşmalarından sonra hasat sonrası sektör analizi ve dış ticaret tedbirleri, dezenformasyonla mücadele, yeşil iletişim, tarımsal ürün ve vadeli işlem piyasaları konularında oturumlar yapıldı.